NT Community Wikia
Advertisement
Azad Kunt karakteri BATURIP_33 tarafından oynanmaktadır.


Özgeçmiş

Genel Bilgiler

Azad Kunt, 1991 yılında Adana’da orta halli bir ailenin tek çocuğu olarak dünyaya geldi. Dünyaya gelişi sıkıntılı oldu. Annesi babası uzun yıllar sağlık sorunları sebebiyle dünyaya çocuk getiremedi. Yıllarca doktor doktor gezdiler. Uzun uğraşlar sonucunda Azad dünyaya geldiğinde ailesi hiç olmadığı kadar mutluydu. Bu nedenle ailesi Azad’a çok değer veren, üstüne titreyen bir aileydi. Azad da ailesine çok düşkün bir çocuktu. 1.80 boyunda 78 kiloydu. Mavi gözlüydü. Sıska değil ama zayıfça bir çocuktu. Temiz yüzlü ve siyah saçları vardı. Kolay sinirlenmeyen fakat sinirlendikten sonra biraz can yakan biriydi. Duygusaldır ve duygularını uç noktalarda yaşardı. Manevi değerlere düşkün biriydi. Konuşma tarzı normal insanlara göre biraz kalın ve şiveliydi. Bu yüzden başka insanlar tarafından garipsenirdi. Biraz saf bir yapısı vardı. Ancak yine de zekiydi. İnsanları eğlendirmeyi ve güldürmeyi seven bir yapısı vardı. Haksızlığa asla gelemeyen, haksızlık karşısında ne gerekiyorsa yapardı. Biraz çekingen ama gerektiğinde çok cesur ve korkusuz biriydi. Yardıma muhtaç insanlara yardım etmeyi seven alçakgönüllü biriydi. En kötü huyu umursamaz olamayışıydı. En küçük bir olayı bile kafasına takar günlerce, belki de haftalarca aklında kurardı. Saygı göstermesi gerektiği kişilere saygılıydı ve asla bu saygıyı bozacak davranışlarda bulunmazdı. Babası biraz otoriter biriydi. Bu yüzden babasından biraz çekinirdi. Babasıyla arkadaş gibi olmaya çalışsa da, babasının kafa yapısı yüzünden bunu başaramadı. Annesine babasına oranla daha yakındı. Küçük sırlarını annesine daha rahat bir şekilde anlatabilirdi. Çabuk sıkılan bir yapısı vardı. Bir iş onu başta etkilemediyse asla devamını getiremiyordu. Sürekli yenilik arayan biriydi. Bir yerde ya da bir işte monotonluk baş gösterdiği zaman hemen sıkılırdı. Adana’yı çok severdi. Orda doğup orda büyüdüğü için kendini çok şanslı hissederdi. Adana’dan biraz ayrılsa hemen özlerdi. En sevdiği renkler yeşil, sarı ve siyahtı. Giyimini, sahip olduğu eşyaları bu renklere göre düzenler veya satın alırdı. Film izlemeyi, gezip dolaşmayı çok severdi. Şarkı dinleme kültürü pek yoktu. Ama kulağına hoş gelen ne varsa dinlerdi. Çok kalabalık ortamlardan hoşlanmazdı. Yalnız ve sessiz ortamları daha çok severdi. Bebekken en çok oynadığı bir oyuncak ayısı vardı. Onu hayatı boyunca saklardı. Çünkü o oyuncak, babasının ona aldığı ilk oyuncaktı. Heyecan ve aksiyon severdi. Monotonluğu sevmemesinin nedenlerinden biri de buydu. Yorulduğunda boş durmak ister ama boş durduğunda ise yine sıkılırdı. En büyük korkusu birisi tarafından herhangi bi şekilde yanlış anlaşılmaktı. Yanlış anlaşıldığını düşündüğü zaman çok üzülürdü. Futbolu severdi. Ailesiyle birlikte büyük bir sorun yaşamadan güzel ve mutlu bir çocukluk geçirdi. Tek sorun Azad’ın arkadaş edinememesi ve yalnız oluşuydu. İlkokula çok zor alıştı. Zor alışması bir yana, onun sessiz ve içine kapanık oluşu arkadaşları tarafından dışlanmasına sebep oluyordu. Liseye kadar sınıfın sessiz ve yalnız çocuğuydu. Liseye geçtiğinde bir arkadaş edinebilmişti. Bu arkadaşı onun ilk ve gerçek arkadaşıydı. Arkadaşının ismi Baran'dı. Azad, Baran sayesinde çok eğlenceli ve esprili bir çocuk haline geldi. Baran onun ilk arkadaşıydı. Baran'dan başka arkadaşı olmadı. Bu yüzden ona sımsıkı tutunmuştu. Onun için canını bile verirdi. Baran da aynı şekilde Aras’a çok değer veriyordu. Başka arkadaşının olmamasının sebebi liseye kadar içine kapanık ve arkadaşı olmayan biri olmasıydı. Bu nedenle kimse Azad’a yaklaşıp arkadaş olamıyordu. Ailesi onu en iyi şekilde yetiştirip idealleri olan güzel bir meslek sahibi biri yapmak istiyordu. Azad her şeye rağmen mutluydu. Ailesi ve Baran ona yetiyordu. Çocukluğu çok sorunlu ve depresif geçmedi. Lise son sınıfta en yakın arkadaşı Baran'ın ailesiyle tatile giderken bir trafik kazasında hayatını kaybettiği haberini aldı. Bu haber Azad’ı çok derinden yaraladı. Aylarca kendine gelemedi. Depresyona girdi. Evden dışarı çıkmadı. Zar zor liseyi bitirdi. Sürekli uyuyordu ve kimseyle iletişim kurmak istemiyordu. Beraber büyüdüğü, her şeyini paylaştığı ve tek arkadaşı olan Baran'ı kaybetmenin acısını aylarca sindiremedi. Bu yarayı ailesi bile saramadı. Zamanla kendini biraz olsun ailesinin yardımıyla toparlamaya başladığında geç kalmış olsa da üniversiteyi kazandı. Üniversite'de kimseyle arkadaş olmak istemiyordu. Kimsenin, arkadaşı Baran gibi olamayacağını ve ona iyi gelmeyeceğini düşünüyordu. Üniversite 2. sınıfa kadar içine kapanık bir şekilde yaşamaya devam etti. Baran'ı biraz olsun unutmayı ve kendine hayatına odaklanmayı istiyordu. İçine kapanık ve depresif bir şekilde bir yere varılmayacağını düşünen Azad daha sonralarda kendine arkadaş edinmeye başladı. Arkadaş edinme süreci çok zorlu olsa da birkaç arkadaş edinebilmişti. Bu arkadaşlar zamanla çoğalmaya başladı derken okulda popüler biri haline geldi. Çeşitli sosyal aktivitelerde yer aldı. Kimseyi arkadaşı Baran yerine koyamasa da bu hayatında ilk defa yaşadığı bir histi. Herkes ona ilgi gösteriyor ve herkes onunla iletişim kurmaya çalışıyordu. Dışa kapalı bir halden popüler bir hale alışması zor oldu ama başardı. Çok sosyalleşti. Azad bu sayede olmak istediği biriydi artık. Üniversitenin ortalarında babası, gururuna yediremediği bir olaydan dolayı suç işledi ve hepse girmek zorunda kaldı. Babası ülkede çıkan af sayesinde uzun yıllar hapiste kalmadan dışarı çıkmıştı. Babası ailesini geçindirebilmek için başka meslekler Azad a da sabıkası yüzünden kimse ona iş vermiyordu. Annesi ev hanımıydı ve çalışmak için sağlığı el vermediğinden dolayı evi geçindirme sırası Azad’a gelmişti. Her ne kadar kendini toparlamış, üniversitede güzel bir hayat geçiriyor olsa da ailesine bakmak için üstlenmek zorunda olduğu sorumluluğun farkında olduğu için üniversiteyi yarıda bırakarak şehir şehir dolaşıp farklı işlerde çalışmaya başladı. Garsonluk, sanayi çıraklığı, araba yıkamacılığı gibi meslekler yaptı. Yapabildiği en uzun soluklu meslek, bir hastanede morg sorumluluğuydu. Yaptığı meslekler ne olursa olsun ailesine bakmaya yetmiyordu. Üniversiteyi bile bitirememişti. Bu yüzden güzel bir meslek edinemiyordu. Babası onun öyle mesleklerle uğraşmasını istemiyordu. Üniversiteyi yarıda bıraktığında bile Azad’a çok kızmıştı fakat Azad bunu yapmak zorundaydı. Ailesinin ona muhtaç oluşu onun üstlendiği sorumluluğu her geçen gün daha da ağırlaştırıyordu. Ailesine düşkün olan Azad, ailesi için her şeyi yapmaya hazırdı. Bu yüzden çok para kazanabilmek amacıyla farklı bir şehirde çeşitli illegal işler yaptı. Çeşitli illegal olaylara karıştı. İllegal işler yüzünden başı belaya girmişti. Azad’ın bu ülkeden kaçması gerekiyordu ama bir yandan da ailesine bakmak zorundaydı. İşler iyice kötüye gitmeye başlamıştı. Ailesi onun bu işlere karıştığını bilmiyordu. Azad hep bir şekilde ailesini idare ederek bu işleri yapmaya devam etti. Azad, ailesine üniversiteyi yurtdışında tekrar okuyacağını ve çalışarak para kazanacağı yalanını söyledi. Biraz olsun tecrübelendiği için bu karar onun için en doğru karardı. Ailesinden ayrı kalmak her ne kadar onu zorlasa da Azad bunu yapmak zorundaydı. Azad para kazanamazsa ailesi zarar görecekti. Hem para kazanma isteği illegal olaylara karışması yüzünden başının belaya girmesiyle ailesini koruması gerektiğinin farkındaydı. Bu nedenle geçmişteki tecrübelerine güvendiği ve daha fazla para kazanıp ailesini rahat yaşatmak istediği için bu düşüncesini artık hayata geçirmenin vakti gelmişti. Azad artık geçmişini de unutmadan, büyük bir hırsla yepyeni bir hayata başlayacaktı. Tüm planlarını ve hazırlıklarını yaptı, Los Santos'a doğru yola çıktı..

Galeri


Advertisement